Laf anlamaya başladıktan sonra masallar dinledim hep büyüklerimden. Kafamda canlandırma yaptığımdan olsa gerek orada yaşar gibi olurdum ve iyi kızla bütünleşirdim. Ama iyi kız sonunda kazansa da arada ezilir, haksızlığa uğrar, çok çekerdi. İyi olduğunun ispatı sanki çektiği çilelerdi. Zira kötüler (güçlüler) zalimdi.   Kısaca ezik büzük...

Üniversitede ilk yarıyıl sona erdi ve ben bu dönem almış olduğum 8 dersten de geçtim. Bunlardan İngilizce ve Türk Dili hiç zorlanmadan A aldığım dersler oldu, yanı sıra Uygarlık Tarihine Giriş A, Hukuka Giriş A, Sosyoloji A, Felsefe B ve Psikoloji B şeklinde oldu. Matematik...

Sofrada, okulda ve savaşta bitmeyen dostluğun hikayesi   Neden bu kadar yakındılar? Gazeteci Yaşar Gürsoy’un yazdığı ‘Atatürk ve can yoldaşı Nuri Conker’ isimli yeni kitapta Atatürk ile çocukluk arkadaşı olan ve ölünceye kadar da yanından ayrılmayan en yakın arkadaşı Nuri Conker’in dostluğu mercek altına alınıyor. Atatürk’e ‘Kemal’ diye...

Böylece geldik bu çağa, tıpkı bilgisayarların hayatımıza nüfus edeceğini çok önceden söylemiş olduğum gibi bundan 10 yıl önce de kendimizi iyileştireceğimizi, herkesin kendi üzerinde çalışacağını, gördüğümüz herkesin ve herşeyin bizim içimizin bize yansıması olduğunu söylemeye başladım…bir sürü seminerlere katıldım, İçimdeki Yolculuk adında kitaplar yazdım, kendi...

Senelerce kendi üzerimde çalıştıktan sonra yolum Katie’ye düştü, ne aradığını bilmeyen ne bulduğunu bilmezmiş, bütün arayışım onun yöntemi ile son buldu. Hem basit hem de çok etkili, kendinize bir iyilik yapmak istiyorsanız siz de deneyin. ...

Dünyada yaşayan yedi milyar civarında insanın çeşitli korkuları var. Bunların en önemlilerinden bir tanesi yalnızlık korkusu… Herkesin kendini kalabalıkların içinde veya ailelerinin, arkadaşlarının yanında dahi yalnız hissettiği zamanlar var… Öyle zamanlarda bazıları anlaşılmadığını, bazıları önemsenmediğini, hatta tam olamadığını veya var olamadığını zanneder… Bu korkunun yatışabilmesi için dostluğa ihtiyaç vardır.. Dostluk, kadın kadına olabileceği gibi,...

Bundan elli küsur yıl önce, bir gün, bir kız bebek gelmiş dünyaya, bu İstanbul şehrinde. Lakabı bile ‘Güzel’ olan annesi gerçekten dünyalar güzeliymiş ama geç evlenmiş ve üstelik evlendiği adam kendisinden oldukça büyükmüş. Bebeğin babası olan bu adam bir hayli yakışıklıymış. Her ikisi de iyi ailelerden...

Bu sene doğumgünüm yasemin kokuları içinde Sevgili kızım Aymin böyle hazırlanmış benim için vereceği davete Derin’ciğim, baban ve abin evinizin balkonunda, misafirleri bekliyor Annen de hazır, her yere balonlar asmışlar Gelmeye başladılar; solda kardeşim Osman, onun çocukları ikizler Ali Mazhar ve Maya, arkada Tevfik abi ve eşi Diana Naz Ankara’dan...

Bir takıldım kaldım, yazılarıma devam edemedim. Sebebi de önceki bir niyetim; doğum günümü resimler eşliğinde anlatacağım dedim, istediğim resimler internet ortamında gelmedi, basılı geldi, benim makinemle çekilmiş olanlar istediğim resimler değildi vs vs.. Her zamanki gibi ağzımdan/yazımdan çıkan bir söz beni bağladı, ileriye adım atmamı durdurdu....

Ben küçükken, büyükannem yaşlı bir kadındı. Saçları bembeyaz, boyu upuzundu. O sanki hiç küçük olmamış, hiç genç kız olmamıştı.. geçmişini anlatsa da gözümün önüne bir şey gelmezdi, resimlerini gösterirdi, başkasıymış gibi bakardım. Dolayısıyla onunla aramdaki yaş farkı hiç azalmadı.. Bense torunlarımla aramdaki yaş farkını değil azaltmak,...