23 Eki Söyleşiler: İyi olmak ne demektir. [Youtube]
Buket Şengül: Bugün “iyi oldum” kitabındaki ana temadan biraz bahsetmek istiyorum. Sorum bununla ilgili. İyi olmakla neyi kast ediyorsun tam olarak? Sağlık, para, ilişkiler, bunlar tam bir bütünlük sağlayan konular. Senin bakış açın nasıl iyi olmak ile ilgili?
Yasemin Conker: Bu da çok güzel soru. Sağol, teşekkür ediyorum.
İyi olmak deyince; “eskiden kötüydüm, iyi oldum”. Aslında en kısa hali böyle ama nasıl kötüydüm?
Önce eski halimi anlatayım. Mesela kimseyi dinleyemezdim. Yani herkesin sözünü keserdim, lafın gerisini biliyorum zannederdim meğerse bambaşka bir şey söylermiş karşımdaki. Daha çok konuşmaya çalışırdım. Bilir bilmez konuşurdum veya ne bileyim insanları suçlardım. İşte ben tertemizim veya kurban rolündeymişim meğer farkında değilim. Tabii başka bir videoda anlattığım gibi sana, hani ben kendimi her şeyi biliyorum, çok iyi yetiştim zannederken meğersem gerçekten çok kötüymüşüm ama farkında bile değilim.
Hastalıklarım vardı, ülserim vardı, uyku problemim vardı, böbreğimde kist vardı. Sonra ilişkilerim kötüydü, işte onunla geçinemiyorum görüşmeyeyim, onunla evleniyordum boşanıyordum. İlişkinin sürdürülebilir olduğunu hiç bilmiyordum, doğru insanı bulamadım zannediyordum. Maddi olarak iflas etmiştim. Daha ne kötülük olsun. Çünkü ben hem zenginliği çok yaşadım hem fakirliği.
Fakirlik şöyle bir şey, hani fakirlikte insanların belli bir paraları var ve bir tane kıyafetleri var. Bir tane bir şey alıyorlar evlerine falan ama geçiniyorlar. İflas etmekte öyle değil, iflasta ayağının altından halıyı çekiyorlar. Ortada kalıyorsun. Onu da yaşadım. Çok kötüydüm, her bakımdan kötüydüm. Dedikodu yapıyordum, yalan söylüyordum ama hiç farkında değilim. Diyordum ki ben çok doğrucuyumdur. Ne kazanırsam doğruculuktan, ne kaybedersem doğruculuktan diyordum. Yani aslında herkes her dakika yalan söylüyor farkında değil. İnsanlara böyle durup dururken kötülük etmiyordum ama kendimi koruyorum adı altında, savunma adı altında, bana bir laf söylendiği anda beş laf söylüyordum, karşımdakini hacamat ediyordum falan filan.
Çok kötüydüm. Her bakımdan, bütün bu bakımlardan iyi oldum. Yani bu o kadar değerli ki. Bir kere erdemli olmak böyle bir şey, onu anladım. Erdemli olmak için çıkmadım yola, kendimi yavaş yavaş tamir ettim, acaba şu hastalığım düzelir mi, acaba maddi durumum düzelir mi derken oldu bunlar. Erdemli oldukça anladım ki hayat da toparlanıyor. “Ben ne kadarsam her şey o kadar” çok önemli bir laf. Gerçekten sen ne kadarsan sen senin kadar insanlar karşına çıkıyor. Mesela sokağa çıkıyorum, elimi kaldırıyorum bir taksi çağırıyorum, şehrin en temiz taksisi duruyor önümde. Beyefendi böyle, takım elbiseli, şoförü pırıl pırıl, güzel kullanıyor, mis gibi kokuyor arabanın içi. Eskiden hiç onlara denk gelmezdim. Yani bu; kötüye denk gelip de “olsun canım benim, ben iyiyim, ben pozitif düşünüyorum” böyle bir şey değil yani.
Üç konuda toparlanıyor bütün konu başlıkları; ilişkiler, sağlık, para. Bu 3 konuda da süpersen, sen çok pozitifsin tamam. Pozitif düşünüyorsun ve pozitifsin demektir. Ama bu üç konudan birinde bile aksıyorsan, değilsin demektir. Kendini kandırıyorsun. Kendini kandırma huyumuz var bizim ve onu çok kullanıyoruz maalesef.
İşte oradan çıkmak ve oradan çıkarak kendimize kızmadan, kendimize acımadan “kendimizi tamir etme” konusu, “İyi Oldum’un konusu.
Henüz yorum yok