Kendime Güvenerek İş Kuramıyorum [Youtube]

Yasemin: Merhabalar, bugün ben size grup çalışmasını anlatmak isterim aslında. Gene bir tane teke tek çalışma yapacağız ama grup çalışma ben şöyle yapıyorum, kullandığım yöntemleri, dediğim gibi 3-4 tane yöntem kullanıyorum. Her yöntem her olayda, her sahnede, her başımıza gelen problemde aynısını kullanamıyoruz yani araba kullanır gibi, vitesi değiştirir gibi, hangi durumda hangi yöntemi kullanacağımızı öğrenmek için grup çalışması yapıyorum ve grupta herkes bir kendi konusunu, tek bir tane konusunu ele alarak, mesela 2 ay boyunca haftada bir kere toplanıyoruz, o kendi konusunu tamamen dönüştürene kadar, diğer arkadaşlar da onun o konuda kendine ne sorması gerektiğini, hem öğreniyor hem başkalarına öğretebilir hale gelebiliyor ama biz bugün toplan bir grup çalışması örneği gösteremeyeceğiz. Biz bugün ikili çalışma göstereceğiz çünkü iki kameramız var. Çok basit bir matematikten giderek. Hoş geldin Melda’cığım.

Melda: Hoş bulduk Yasemin’ciğim.

Yasemin: Şimdi, senin hangi sorunla geldiğini bilmiyorum ama sorduğun zaman eğer yazarak çalışmamız gerekiyorsa diye hazırlığımızı da yaptık, bekliyorum, buyur, sor.

Melda: Benim işle ilgili bir çok fikrim var fakat bunu netleştirip, kendime güvenerek bir iş kuramıyorum. Neden?

Yasemin: Neden, ne yapacağım? Şimdi ne iş kuracağın kafanda var mı hali hazırda?

Melda: Var.

Yasemin: Ha var ama hala daha kuramıyorsun. Maddi kaynaktan dolayı mı?

Melda: Maddi problemlerim de var. Ya o da giderse diye düşünüyorum tabii. Hani var olanla açayım desem, yapıyorum desem, e o da giderse korkum da var.

Yasemin: Aslında şöyle bir şey; burada güzel bir çalışma çıkıyor. Şimdi bu benim kitapta da yok. Sağ ol bunu sorduğun için. Şimdi temiz bir sayfa açıyoruz. Sayfada yukardan aşağıya dikey bölüyoruz. Tamam mı? Böldük. Şimdi o işi kurarsan neler olur? Kurarsam… burada bir korkularımız var. Kurmazsam… neler olur? Şimdi böyle yazıyoruz. Ben şu örneği vereyim önce. Sonra sen birazcık bunun altını doldur. Mesela ben bir gün arabamı satacaktım ve içerde bir çarpışma vardı. Zaten içerdeki o çarpışma, satayım, satarsam ne olur, satmazsam ne olur çarpışması işte migrene yol açıyor, sinüzite yol açıyor, kafanın içinde yorgunluğa yol açıyor en önemlisi. Şimdi mesela satarsam diye yazmıştım böyle sayfayı bölüp, işte yaya kalırım, otobüsler çok kalabalık, yok efendim uzak mesafede ne yapacağım odur da budur da yazdım hepsini, satmazsam, arabanın modeli eskiyor, gittikçe daha ucuza satacağım, zaten kullanmıyorum, lastikleri durduk yerde iniyor, muayenesi geliyor, vergisi bilmem ne… yazdım mı… her biri korku aslında. Yani her biri bizim kafamızın içinde aslında var olmayan, gerçeklikle alakası olmayan, bizim kurgulamış olduğumuz düşünceler. Her birini tek tek, Byron Katie sistemiyle ki onu bir tane şimdi onu bir tane bu örnekten yapalım, tek tek dönüştürüyorum, dönüştürdüm. Sonra bütün korkularım, o korkularımı yaratan düşüncelerim dönüşmüş oldu. Sonra bir tanesi ağır bastı. Satarsam ne olur, satmazsam ne olur bittikten sonra… içimden satmak geldi mesela. Haa o zaman satmanın arkasında durdum, tık dedi alıcısı çıktı zaten. Hemen, çalışmayı yaptım, satıyorum o zaman dedim, o akşam mı ne telefon geldi, ertesi sabah ben arabayı sattım. İkilemlerde böyle çalışıyoruz. Dolayısıyla sen şimdi 2-3 tane örnek olsun diye yazar mısın, iş yeri açarsam, kurarsam neler olur? Olumsuzları yazıyorsun tabii. Mesela neler olabilir?

Melda: Para kazanamazsam…

Yasemin: Olan da gider… demin dedin mesela. Birikimim de gider… Başka neler olabilir? Böyle gözünü kapatıp bir içine sorabilirsin. Neyden korkuyorum? Açarsam ne olur diye? İçinden çünkü başka şeyler de çıkabilir.

Melda: Müşteri gelmezse.

Yasemin: Müşteri gelmezse.

Melda: Bulamazsam.

Yasemin: Bulamazsan ne olur? Onu da yaz. Şey geliyor mu mesela…

Melda: Yani ne yazık ki çevre ne der sonra? Başarısız olurum.

Yasemin: Çok güzel, ben de şimdi onu soracaktım. O geliyor mu diye. Evet başarısız olursam, insanlara rezil olurum. Çok var da evde bunları daha da yazarsın. Şimdi kurarsam neler olur? Pardon kurmazsam neler olur? Yani böyle böyle. Bir öyle bir böyle. Şimdi bir düşünceyi şu sistemle bir çalışalım.

Melda: Tabii ki.

Yasemin: Bir tanesini. Hangisini istersin çalışmak?

Melda: Başarısız olursam çevre ne der? Genelde herhalde toplumda bu çevre, el alem…

Yasemin: Şey başarısız olursam ne der demeyelim de… çok şey der de… Başarısız olursam rezil olurum. Şöyle bir düşünce kalıbı seni sıkıştırıyor. Kendine prangayı takıyorsun oradan ve işi kuramıyorsun dolayısıyla. Gözünü kapatıyorsun, derin nefes alıp veriyorsun. Birinci sorumuz, bu doğru mu?

Melda: Değil.

Yasemin: Değil mi? O zaman aç gözünü. Birinci sorunun yanın hayır koy. H koy. Çok güzel. İkinci soruyu atladık bu durumda. Çünkü hayır dedin ya eğer birinci soruya evet deseydin ikinciyi kesinlikle bilebilir miyim diye soracaktık. Üçe atladık. Peki gözün kapalı, derin nefes al ver. Buna inandığımda de, sor bunu içine soru olarak, ne hissediyorum, bedenimde neler oluyor, yani başarısız olursam çevre ne dere inandığımda inandığımda neler oluyor?

Melda: Yani kendimi kısıtlıyor gibi hissediyorum, geriliyor gibi hissediyorum.

Yasemin: Nerelerin?

Melda: Özellikle sokağa çıkmak istemiyorum.

Yasemin: Ama o istek. Duyguya bak. Duygu bedeninde nasıl bir tahribat yapıyor? O utanç nerende yoğunlaşıyor?

Melda: Kalbimde.

Yasemin: Çok güzel. Derin nefes al ver. Şimdi dördüncü soru. Buna inanmasam ben nasıl biri olurum? Nasıl bir Melda olurum? Diye sor. Soruyu kendi içinden tekrarla lütfen.

Melda: Çok başarılı bir Melda olabilirim.

Yasemin: Hisset ama. Duygusunu hisset ve o Melda’yı gör. Buna hiç inanmıyor. Başarısız olursam çevre ne der düşüncesi hiç yok. Mesela bende yok. Ben mesela Youtube kanalı açtım. Başarısız olursam çevre ne der olmadığı için açtım zaten. Yani olsaydı açamazdım çünkü gibi. Sende bu düşünce olmasaydı nasıl bir Melda olurdun? Birazcık, bir lokma bekle ki o görüntüyü bir gör, bir an yakala yani. İlk sorduğunda kolay olmayabilir görüntü yakalama ama sonra beyin alışıyor ama tık tık tık senin o halini sana gösteriyor. Nasıl olurmuşsun?

Melda: Aktif, dokunabilen, çözüm üretebilen, başarılı.

Yasemin: Peki kalbindeki, deminki sıkışıklık var mı?

Melda: Yok.

Yasemin: Yok. İşte o ferahlığı da içimizde hissediyoruz çünkü hissedince hücreler hatırlıyor, o hali hatırlıyor ve o zaman sen beş dakika önceki sen olmaktan çıkıyorsun. Şimdi tersine çeviriyoruz düşünceyi. Başarısız olursam çevre ne der? Düşünce buydu ya. Bunu nasıl tersine çeviririm? Pardon. Başarısız olursam çevreye rezil olurum düşüncesini tam tersine çevir.

Melda: Başarılı olursam…

Yasemin: Başarısız olursam çevreye rezil olurumdu ya, başarısız olursam çevreye rezil olmam. Üç tane somut örnek ver. Çünkü diye de söyleyebilirsin örneklerini.

Melda: Çünkü elimden gelenin en iyisini yaparım.

Yasemin: Yaparım, rezil olmam yani.

Melda: Rezil olmam. Çünkü herkes bilir ki ben… iletişimi çok güçlü bir insanım ve insanlara kendimi dile getirebilmişimdir.

Yasemin: Tamam. Rezil olmam dolayısıyla. Aynen. Bir tane daha.

Melda: Çünkü, insanlara dokunmayı seviyorum ve dokunduğum müddetçe de herkes beni anlar.

Yasemin: Tamam ve zaten de başarılı olursun öyle olduğunda. Peki derin nefes al ver. Gözlerini açabilirsin. Çok teşekkürler. Mesela bu bir düşünce. Yani virüs gibi düşün. Beynimizi içinde böyle virüsler var gibi düşün. Bit gibi hani. Bit ayıklar gibi ayıklıyoruz. Dolayısıyla bunu böyle kağıda döktükten sonra diğer düşüncelerin hepsini döktükten sonra zaten otomatikman sende o düşünce olmayınca, o enerjiyi, korku enerjisini yaymadığın için, işin otomatikman rast gitmeye başlıyor. Karşına bir şey çıkıyor, bir adım daha atıyorsun, onun kaynağı çıkıyor. Zaten kaynak yoksa o işi açmaman gerekiyor. Borçla harçla, krediyle bir iş kurulması akılla, rasyonel akla uygun bir şey değil. Çünkü her iş yeri açıldıktan 2 sene sonra ancak geri dönüşe başlıyor. Sen o arada onları mı ödeyeceksin, sıkıştırıyorsun kendini, enerjin bozuluyor. Dolayısıyla enerjiyi toparladığın zaman zaten açılıyor.

Melda: Teşekkürler.

Yasemin: Kolay gelsin, rica ederim

Henüz yorum yok

Yorum Yazın