Uyumlu Olmak Mı? Asi Olmak Mı? [Youtube]

Yasemin: Hoş geldin Umut.

Umut: Hoş bulduk Yasemin Hanım.

Yasemin: Yani böyle bir hüzün vardı sende bugün. Ona baktık içerde azıcık.

Umut: Evet. Yani ara sıra böyle, nasıl söyleyeyim, modum düşüyor ve sebebini am olarak da anlayamadığım zamanlar oluyor. yükseltmesi biraz zor oluyor.

Yasemin: Hatta, demin içerde bakarken sen, bir şeye canın sıkılıyor zannediyordun ama gözünü kapatıp içine sorduğunda bambaşka bir şey geldi gözünün önüne.

Umut: Evet. Bambaşka bir şey çıktı. Yani aslında kendi düşüncelerim sürekli belli bir yere odaklı olduğu için, her şeyi o belli bir şeyden kaynaklı zannediyorum ama o öyle değilmiş tam olarak.

Yasemin: Esas üzüntü kaynağını buldun demin ve orada da insanları mutlu etmeye çalıştığın ama kıymetinin bilinmediği bir şey geldi gözünün önüne.

Umut: Ya, bir bakıma da aslında artık hani, sürekli insan odaklı yani insanları mutlu etmekten kastım toplumla alakalı da birazcık. Bu toplum içinde yaşarken, ona odaklı yaşarken kendi benliğimi bulamadığımı bir anlamda fark ettim. Bu tamam hani, bir bakıma toplumun dışında yaşamıyorum ama ben yine de bireyim ve bu ne istediğimi, ne düşündüğümü, neden böyle düşündüğüm ya da tam olarak ne olmak istediğimi bulmak için birazcık kendime yönelmem gerektiğine karar verdim sanırım.

Yasemin: Ve hatta bunu da bencillik olarak, bencillik belki ama dedin, sonra da ben dedim ki, ya biz bunu bir çekelim. Ben şunu anlatmak istiyorum bencillik, seninkileri de ben alayım, bana ver, hep bana ver hep beni düşün demek bence bencillik ama kendini merkeze almak , kendini düşünmek ve kendine bir öncelik vermek bencillikle alakalı bir şey değil. Bizim toplumda da bu yanlış biliniyor ve biz bunu yanlış öğrenerek büyüyoruz. Yani kendini düşünmek aynı o uçaklardaki mesela, hava basıncı düştüğünde maskeyi kendinize önce takın, sonra çocuğunuza takın derler ya, aynı onun gibi bir şey. Önce maskeyi kendine takmak demek kendini düşünmek demek ki hani bayılmayasın ve başkalarına faydan böylece olabilişin. Eğer kendini hiç düşünmeyip başkalarına hep koşturuyorsan, orada şöyle bir arıza var. Esas bencillik bence o çünkü başkalarına koşturarak bir yatırım yaptığını zannediyor bir tarafımız, ben hastalanırsam onlar da bana koşacak vs diyerekten ve hastalanıyoruz da başkalarına koştururken. Ondan sonra yatıyoruz herkes bize bakıyor, bu bencillik. Esas bencillik bu.

Umut: Evet. Bir de insan bir yerden sonra makineye döner artık. Çünkü sürekli belli bir şey, sürekli belli insanları mutlu edeyim, sürekli topluma odaklı yaşayım derken, bu sefer insan kendi duygularından tamamen soyutlanıp, tamamen yabancılaşıyor evet.

Yasemin: Tabii. Çünkü içimizde o bilen tarafımız, o saf aklımız ve sezgisel aklımız zaten bir yanlış olduğunun farkında ve o ayrışma, içerdeki ayrışma çünkü hani topluma yapışma, entegre olacağım, uyacağım veya başkalarına uyacağım derken kendimizden kopma, o kadar tehlikeli bir şey ki… aslında mesela intiharın çok büyük bir kısmının altında bu ayrışma yatıyor. Yani kendilerinden kopuyorlar ve ondan sonra her şeyden kopuyor insanlar. Sonra, kendimizi ön plana aldığımız da bir de şunu fark ediyoruz. Başkalarını mutlu etmek mümkün değil. Mutsuz etmek de mümkün değil. Yan evet canını yakarsın, mutsuz edersin ama davranışlarında, mesela bağırdın birisine ve ya hiçbir şey yapmadın ve o insan alındı. O insan alınmamayı seçebilir. Mutsuz olmamayı seçebilir veya kendi kendine mutlu olmayı seçebilir yani sen onu mutlu edebilirsin diye, hakikaten öyle bir şey yok. Bunu da ne zaman anladım? Mesela benim çocuklarım baya yetişkin, torunlarım falan var ama çocuklar küçükken, gözümü kapatıp baktığımda, o sahneler de gözümün önüne geliyordu. Küçükken mesela alışverişe çıkıyoruz, çok sevdikleri bir şey alıyorum, o an çok mutlu oluyorlar. Çıkıyoruz dükkandan, birisine rastlıyoruz, bir arkadaşına rastlıyoruz onun mesela, arkadaşı bir laf ediyor onu canını sıkacak, hemen iki dakikada mutsuz oluyordu. Edemedim, işte mutlu edemedim. O sahnelerle hep anlıyordum, başkasını mutlu etmek diye bir şey yok. Tabii ki başkalarına saygılı davranmak, onlara alan açmak, onlara kendine gösterdiğin kadar değer vermek önemli ama mutlu etme sebebi değil, mutlu edeyim diye değil. Onları doğal olarak zaten yapmamız gerekiyor.

Burada benim sana tavsiyem şu, içerde yapmadığımız kısmı şurası, sen insanları mutlu edeyim diye kendini böyle şartlandırmış olduğunu buldun ya, gözünü kapatıp bundan sonraki günlerde, gözünün önüne gelen her sahnede, mesela küçükken, cici bir çocuk olayım, uslu olayım, annem beni daha çok sevsin, babam beni daha çok sevsin, öğretmenim sevsin, arkadaşlarım sevsin dediğin yerlerde, eğer doğal halin değil de onlar sevsin diye yapıyorsan, oradaki kendini doğal haline geçir. O sahneler sende kayıtlı zaten, gözünün önüne gelecek. Hatta bazı yerlerde ben şunu tavsiye ediyorum, asi çocuk ol. Çünkü çok uyumlu çocuk olmuşsun ya asi çocuk ol. Asi çocuk olmuş olanlara küçükken benim gibi, uyumlu olmayı dene hayalinde derim. Mesela annene çok itiraz etme, kabul et bakalım o da senin iyiliğini istiyor derim. Kendime de bunu yaptım. Mesela yemek ye diyor, yemeyeceğim işte falan, ben öyle bir çocuktum. Peki anne deyip yedim falan. Anlatabiliyor muyum? Sen de tam tersini yap çünkü bunu yapa yapa o ortadaki dengeye geliyoruz. Bu demek değil ki buradayken buraya geç değil ama önce buraya geç ki ortaya, dengeye gelebilesin.

Umut:Bundan sonra asi çocuğum.

Yasemin: Evet. Budur. Teşekkürler.

Umut:Ben teşekkür ederim.

Henüz yorum yok

Yorum Yazın